7 yaşına kadar tek başına diş fırçalamak riskli olabilir!

Çocukların Ağız ve Diş Sağlığına Özen Göstermeleri Hayati

Çocuk Diş Hekimi Uzmanı Dr. Sabiha Ceren İlisulu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na yaklaşırken, çocukların ağız ve diş bakımının önemini vurguladı.

Çocuklarda Ağız ve Diş Sağlığının Önemi

Çocuklarda diş çürüklerinin en sık rastlanan kronik hastalıklardan olduğunu belirten Dr. Sabiha Ceren İlisulu, erken yaşlarda alınacak basit önlemlerle bu sorunun büyük ölçüde önlenebileceğine dikkat çekti.

Dr. İlisulu, çocuklara diş fırçalama alışkanlığının kazandırılmasının yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde olası diş sağlığı problemlerini önlemek adına kritik bir adım olduğunu belirtti. Erken dönemde ağız ve diş bakımına özen göstermeyen bireylerin ileriki yaşlarda bu alışkanlığı edinmelerinin zorlaştığını ve diş sağlıklarının olumsuz etkilenebileceğini ifade etti.

‘Bebeklikten İtibaren Temizlik Şart!’

Dr. İlisulu, uluslararası çocuk diş hekimliği verilerine göre, bebeğin ilk süt dişi sürmeye başladığında (genellikle 6-10 ay arası) ağız ve diş bakımına başlanması gerektiğini kaydetti. Bu dönemde bebeklerin dişlerinin özel parmak fırçaları ya da temiz bir tülbent yardımıyla nazikçe temizlenmesi gerektiğini vurguladı.

Özellikle emzirme veya biberonla beslenme sonrası ağız hijyenine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Dr. İlisulu, ilerleyen dönemlerde oluşabilecek çürüklerin önüne geçmek için bu dönemdeki temizliğe özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.

‘Diş Fırçalama Alışkanlığında Ebeveyn Desteği Şart!’

Diş fırçalamanın çocuklar için sadece bir alışkanlık olmadığını, aynı zamanda ince motor becerisi gerektiren bir faaliyet olduğunu vurgulayan Dr. İlisulu, bu nedenle ebeveynlerin desteğinin hayati olduğunu belirtti.

Avrupa Çocuk Diş Hekimliği Akademisi (EAPD) önerilerine göre, çocuklara 7 yaşına kadar diş fırçalama sırasında ebeveyn ya da bakım veren kişi tarafından mutlaka destek olunması gerektiğini bildirdi.

Gargara ve Diş İpi Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Altı yaşın altındaki çocuklarda gargara kullanımının önerilmediğini belirten Dr. İlisulu, altı yaşından büyük çocukların ise ebeveyn gözetiminde fluorid içeren gargaraları kullanabileceğini söyledi.

Diş fırçalamalarının yanı sıra diş ipi kullanımının da önemli olduğunu vurgulayan Dr. İlisulu, süt azı dişlerinin sürmesiyle birlikte çocuklara diş ipi kullanma alışkanlığının kazandırılmasının ağız sağlığı açısından büyük katkı sağlayacağını belirtti.

‘Düzenli Diş Hekimi Kontrolü Sağlıklı Bir Geleceğe Atılan Bir Adımdır’

Dr. Sabiha Ceren İlisulu, ilk dişin çıkmasıyla başlayacak diş hekimi kontrollerinin, çocukların ağız sağlığının korunmasında ve diş hekimi korkusunun önlenmesinde kritik bir rol oynayacağını vurguladı. Altı ayda bir düzenli olarak yapılacak kontrollerin çürüklerin erken teşhis edilmesine ve gerekli koruyucu uygulamaların zamanında gerçekleştirilmesine imkan tanıyacağını belirtti.

‘Sağlıklı Dişler, Sağlıklı Bir Yaşamın Temelidir’

Dr. Sabiha Ceren İlisulu, “Çocukların ağız ve diş sağlığının korunmasıyla sadece fiziksel sağlık değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik gelişimlerinin de olumlu yönde etkileneceğini önemle vurguluyoruz. Ebeveynlerin bilinçli hareket etmesi, çocukların sağlıklı bireyler olarak yetişmelerine katkı sağlayacaktır” dedi.

Related Posts

İnce bağırsakta bakteri üremesi: SIBO!

Karnınızda su kabarcığı gibi sesler mi var? Sürekli gaz, şişkinlik, ishal-kabız döngüsü, mide yanması ve “sanki taş oturmuş gibi” bir his mi yaşıyorsunuz? Sorun kalın bağırsakta değil, ince bağırsakta bakteri üremesi olabilir. SIBO adı verilen bu tablo, yıllarca fark edilmeden ilerleyebiliyor. Şişkinlikten depresyona, sivilceden yorgunluğa kadar çok sayıda belirtiye neden olan bu sessiz düşman testle teşhis edilebiliyor.

Doğa, ruh sağlığına iyi geliyor

Yeni bir araştırma, kısa süreli doğa temasının kaygı, depresyon ve yorgunluk seviyelerini azalttığını gösterdi.

Sadece 50 metre yürüdükten sonra baldırınıza kramp giriyorsa, bu basit bir yorgunluk değil: ‘Sessiz katil’

Yürürken veya merdiven çıkarken bacaklarınızda, özellikle baldırlarınızda ortaya çıkan kramp ve ağrılar, yorgunluktan daha fazlasının habercisi olabilir.

Kalça kırığı kader değil

Osteoporozun en çok korkulan sonucu kalça kırığıdır. Çoğu zaman bir düşme ile başlar ve hayat boyu sürecek sorunlar kalır. Kırıktan sonra ameliyat, uzun hastane süreçleri, yürüme kaybı ve bağımsızlığın yitimi söz konusu. Peki kimler daha riskte, ne yapabiliriz?

Kilo kaybı değil, ruhsal çöküş: Anoreksiya

Kilo kaybı değil, ruhsal çöküş: Anoreksiya

Yaz aylarında hayvanlar için ‘kene’ tehlikesi

Antalya Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Murat Karabayoğlu, yaz aylarında artış gösteren kene vakalarına karşı hayvan sahiplerini uyardı.